Perinthos/Herakleia, Prehistorik Devirlerden günümüze dek kesintisiz yerleşim görmüş bir kenttir.
Tarih Öncesi (Prehistorik Devirler):
Antik kentte henüz kazı çalışmaları yeni başladığından erken devirlere ilişkin bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Ancak yerleşim yakınında Yeni Çiftlik Mevkii’nde yer alan ve Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından 1999 yılında gerçekleştirilen bir kurtarma kazısı ile ortaya çıkartılan kültür tabakaları Kalkolitik Devir’e kadar gitmektedir. Burada ele geçen insan biçimli kült kabı ise olasılıkla Propontis kıyılarında çok önemli bir külte sahip Ana Tanrıçayı simgeliyor olmalıdır.
1966 yılında D. H. French tarafından saptanan bu alanda İlk Tunç Devri’ne tarihlenen, Troia I ile çağdaş, ayrıca Balkanlarla ilişkili kuzey Marmara kıyılarındaki Menekşe Çatağı, Selimpaşa vb. gibi yerleşmelerde de rastlanan çanak çömlekler ele geçmiştir (TAY 2008).
Şimdiye dek bilimsel literatürde Perinthos’un MÖ 600 yıllarında Samos’tan gelen kolonistler tarafından kurulmuş olduğu her ne kadar yaygın olarak kabul edilip yinelense de (Danov 1974; Isaac 1986; Archibald 1998; Avram 2004; Hansen-Nielsen 2004), yukarıda söz ettiğimiz buluntular ışığında antik kentin alt tabakalarında tarih öncesi yerleşmelere ilişkin izlere rastlamak büyük olasılık dâhilindedir. Bu bağlamda 2021 yılında başlayan sistematik kazı çalışmalarının ilk senesinde Akropolisin batı ucunda ele geçen İlk Tunç Çağı’na ait seramik parçası ve taş aletler yerleşmedeki erken iskânın kanıtlarıdır.
Arkaik, Klasik ve Hellenistik Devirler:
Yerleşmenin yaklaşık olarak MÖ 600 yıllarında yakınındaki Bisanthe (Barbaros) ve Heraion Teichos (Karaelialtı) yerleşmeleri gibi Samos’lu kolonistler tarafından Perinthos (ἡ Πέρινθος) adıyla kurulduğu bilgisi bilimsel literatürde şimdiye kadar kabul edilmekteydi.
Kentin Arkaik Dönemde (yaklaşık MÖ 570-560 yılları) Propontis kıyılarında Byzantion ve Selymbria gibi koloniler kuran Megaralılar ile çekişmeler yaşadıkları bilinmektedir. Herodotos’un bildirdiğine göre yerleşme bu dönemde Strymon (Struma) Nehri kıyısında yaşayan Paionların da saldırısına uğramıştır (Hdt. V,1-2). Herodotos ayrıca Perinthos’dan bir Trak kalesi olarak bahseder.
Perinthos Antik Kenti, MÖ 514/3 yıllarında Dareios’un İskitler’e yaptığı sefer sırasında yağmalanmıştır. MÖ 511 yılında ise Pers Generali Megabyzos Perinthos’u kuşatmıştır. MÖ 498 yılında Perslere karşı İonya kentlerinin başlattığı ‘İonya Ayaklanması’na katılmaya zorlanan kent, isyan Persler tarafından bastırılınca tekrar Pers hâkimiyetine girmiştir. Bu egemenliğin ardından, MÖ 476/5'te, Kimon Trakya'yı Perslerden kurtardıktan sonra kent özgürlüğüne kavuşmuştur.
Arkaik Döneme tarihlenen ve Tekirdağ Müzesi’nde sergilenen çeşitli buluntular (boyalı mezar stelleri, adak steli vs.) kentin bu dönemdeki önemine işaret etmektedir. Ayrıca bu dönemde önemli bir Ana Tanrıça kültü olduğu Perinthos ve çevresinde ele geçen adak stellerinin çokluğundan anlaşılmaktadır.
Klasik Dönemler (özellikle MÖ 5. yüzyıl sonu ve 4. yüzyıl) kentin parlak dönemleri olup, bölge Trakların en güçlü gruplarından Odrys Sülalesi krallarının yönetimi altındadır. Kent MÖ 5. yüzyılda (MÖ 452) 1. Attika-Delos Deniz Birliği’ne, MÖ 377 yılında ise 2. Deniz Birliği’ne dâhil olur ve bu üyelikler sayesinde Atina ile yakın ilişkiler kurulmuştur. MÖ 370 civarında, Atina'nın müttefiki olan Pers satrapı Ariobarzanes ve hizmetinde olan Philiskos'un kontrolüne girmiştir. Philiskos, paralı askerleri Perinthos'a yerleştirmiş ve Propontis'in kuzey kıyısının kontrolünü ele geçirmiştir. MÖ 357 yılına gelindiğinde Attika Deniz Birliği’nden ayrılmıştır.
MÖ 351 yılında Makedonyalı II. Philippos’un Trakya’ya yaptığı sefer sonucu, Trak kralı Kersobleptes’in boyunduruğu altında bulunan Perinthos topraklarının da dâhil olduğu topraklar fethedilse de, Kersobleptes’in ölümünden sonra Perinthoslular II. Philipos’un müttefiki olarak kendilerine toprak kazandırmışlardır. Bu dönemlere ilişkin bazı bilgiler antik kaynaklarda geçmektedir (Hdt. IV, 90; V, 1, 2; VI, 33; VII, 25 ve Ksen. Anabasis, VII, 2, 8; VII, 2, 10).
Roma Devri:
MÖ 189 yılında Anadolu ve Perinthos’un da dâhil olduğu Trakya toprakları Bergama Krallığı idaresine girmektedir. Bergama Krallığı egemenliğinin MÖ 129 yılında sona ermesiyle beraber Trakya’da Roma hâkimiyeti başlamaktadır. MS 46 yılında Trakya’nın resmen bir Roma Eyaleti olmasıyla da Perinthos İmparator Claudius tarafından Trakya Eyaletinin yönetim merkezi ve eyalet başkenti olarak seçilmiştir. Trakya yerleşmelerinin kırsal karakterine karşılık, Perinthos imparatorların da ilgisi özelinde önemli anıtlarla donatılmış ve bölgenin zengin ve görkemli kenti olmuştur, ayrıca Propontis’in güvenliğinden sorumlu Roma donamasının da üssü haline gelmiştir.
Bu devirde bölge kuzeyinden geçen Via Egnatia ana yolu sayesinde kıyı ve iç kesimler arasındaki bağlantılar sağlanmakta, ayrıca Via Egnatia ile Via Militaris yolları da burada kesişmektedir (Şahin 2006; Sayar 2010). Bu durum özellikle ticari bağlantıların güçlenmesine yol açmış, Perinthos limanları önemlerini bu dönemde de korumuştur.
İmparator Hadrianus ve karısı Sabina adına sunulan bir adak yazıtı kente bir tapınağın varlığını düşündürmekle beraber, söz konusu bu yazıtın tiyatroya ait olduğu (Seure 1898: 598), ayrıca bir takım heykel kaidelerinin de bir zamanlar tiyatroda yer aldıkları öne sürülmektedir (Sayar 1998: 14-17). MS 196 yılında Roma İmparatorluğu ile Byzantion arasında çıkan anlaşmazlıkta Perinthos Roma’nın tarafını tutmuştur. Çıkan savaş sonucu Byzantion yenilince İmparator Septimus Severus tarafından köy statüsüne düşürülmüştür. Perinthos’un ise başkent olması ve elde ettiği ayrıcalıklı konum kentin önemli yapılarla donatılmasını sağlamıştır. İmparator Septimius Severus Dönemi’nde kente bir şeref payesi olan Neokoros (tapınak kurma hakkı) unvanı verilmesi dönem sikkeleri üzerinde de görülmektedir. Perinthos MS 218 yılında İmparator Elagabal’dan bir Neokoros unvanı daha almıştır. Ancak Elagabal’ın MS 222 yılında lanetlenmesi sonucunda bu unvan geri alınmış ve iadesi 231 yılında Severus Alexander zamanında gerçekleşmiştir. Yazıtlar ve sikkeler ışığında kentte İmparator onuruna Severia, Philadelphia ve Pythia gibi festivallerin, çeşitli agonların düzenlendiği bilinmektedir (Raycheva 2015: 30).
Bizans (Doğu Roma) ve Geç Antik Dönem:
Kent İmparator Diokletianus Döneminde Herakleia (Ἡράκλεια) adını almaktadır. Bu ismin seçilmesinde kahraman Herakles’in aynı zamanda kentin mitolojik kurucusu olarak da kabul edilmesinin etkisi vardır. Diokletianus Döneminde kentte bir imparatorluk darphanesinin kurulduğu da bilinmektedir. Bizans İmparatoru Anastasius (491-518) ve Justinianus (527-565) dönemlerinde kent büyük onarım faaliyetleri ile yeni bir yapılaşma dönemi yaşamıştır. Antik kaynaklarda Herakleia’nın bu dönemde bir Piskoposluk merkezi durumuna geldiği belirtilmektedir. Kentte toprak üzerinde kalıntıları kısmen görülebilen yapı parçalarının çoğu bu döneme aittir.
MS 1204 yılında Dördüncü Haçlı Seferleri sebebi ile kent Latinler’in egemenliğine girmiştir. Osmanlı Dönemi’nde ise adı Ereğli olmuştur.
Kentin Bizans ve Geç Antik Dönemi, bölgede yürütülen yüzey araştırmaları (M. H. Sayar; Külzer 2008) ve Tekirdağ Müzesi kurtarma kazıları paralelinde yürütülen bir takım bilimsel çalışmalar vasıtasıyla nispeten daha etraflıca bilinmektedir. Perinthos Bazilikası Tekirdağ Müze Müdürlüğü başkanlığında kazılmış, yapının mimarisi, mimari elemanları ve söz konusu bu kazıda çıkan küçük buluntular yayınlanmıştır (Öztürk 2009; Yeşil-Erdek 2014; Westphalen 2018).