Nekropol Alanı
Antik kentin, Marmara Denizi’ne hakim, güneyde Kyzikos ve güneybatıda Prokonessos’u gören doğu-batı uzantılı bir tepe üzerine konumlanan Akropolis’in de yapılan ilk incelemeler sonucunda, kentin batı ucundaki dikçe bir yamaçta kaçak kazı çukuru tespit edilmiştir. Bu kaçak kazı çukurunun oluşturduğu tahribatın önüne geçmek amacıyla 2021 yılı itibari ile ilk sistematik kazı çalışmaları bu alanda başlatılmıştır. Yukarıda anılan kaçak kazı çukurunda kiremit dolgulu harç bir taban üzerinde kesme blok kum taşı ve mermerlerden oluşan bir duvar sırasının açıkta olduğu görülmüştür. Bu alandaki kaçak kazıların yarattığı tahribattan, olası toprak kayması ihtimali göz önüne alınarak çevre düzenlemesi ihtiyacı hissedilmiş ve kentin yapılaşma sürecini anlamak adına kazı çalışmaları bu lokasyonda başlatılmıştır.
Sistematik kazı çalışmalarında Tapınak Sektör-1 O-N 16/17 olarak adlandırılan alanda 2021 yılında saptanan yapılaşma izleri ve arkeolojik materyale dayanarak alanın bilinen en erken Roma Devri’nde kullanıldığı ve bu bilinen ilk kullanım evresinin ise bazı savunma yapılarına ait olduğu anlaşılmıştır. Roma Devri içerisinde (MS 5-6. yüzyıllarda) bu savunma yapılarına eklemelerin yapılarak tekrar kullanıldığı saptanmıştır.
Bu tarihten sonra söz konusu savunma yapı ya da yapıları tam olarak bilinmeyen bir süre daha kullanım gördükten sonra bütünüyle kompleks bir yapıya dünüştürülmüştür. Alanda saptanan arkeolojik materyale dayanarak MS 9-12. yüzyıllar arasında bu dönüşümün gerçekleştirildiğinden bahsedilebilir.
Yukarıda bahsettiğimiz dönüştürülmüş kompleks yapı hakkında daha fazla veri toplayabilmek adına alanda bir de sondaj çalışması başlatılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, saptanan yapılaşma izlerine bakıldığında, A duvarı olarak adlandırılan, işlevi ve tarihi belirlenemeyen basit yapılı bir duvar açığa çıkarılmıştır. Bunun dışında, B duvarı olarak isimlendirilen bir duvarın çevresinde gelişen mimari izler saptanmış olup, B duvarının çevresinde gözlenen künk hattı ve diğer mimari yapılaşma izlerine dayanarak sokak üzerinde bulunan yapı bölümü olabileceği şeklinde yorumlanmıştır. Söz konusu bu yapılaşma ve çevresinde saptanan arkeolojik bulguların baskın tarih aralığı MS 5-6. yüzyılları işaret etmektedir. Bu bağlamda bakıldığında anılan yapılaşmanın ilk kullanım evresi MS 5-6. yüzyıllar arasındaki bir dönemde olmalıdır.
Tüm bu yapılaşmanın dışında, A duvarı ile hemen hemen aynı kotlarda tekil bir mezar yapısı ile karşılaşılmıştır.
2022 yılına gelindiğinde, yukarıda ele alınan tekil mezar yapısına dayanarak alanın nekropol (mezarlık) olarak işlevlendirilmiş olma ihtimalinin araştırılmasına karar verilmiştir. Böylelikle söz konusu mezarın etrafında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda bu mezarın tekil olmadığı, çevresinde en az 14 mezarın daha var olduğu gözlenmiştir. Böylelikle söz konusu kazı alanı ‘Nekropol Alanı’ olarak isimlendirilmiştir.
Açığa çıkarılan mezarlara bakıldığında tamamı moloz taşlar ile sınırlandırılıp kiremitler ile örtülmüş oldukça basit mezarlardır. Bu bağlamda alt tabaka halk gruplarına ait oldukları söylenebilir. Mezarların içerisinde ölü hediyesine rastlanmamış olması ile birlikte mezarların çevrelerinde açığa çıkarılan küçük buluntu grupları, en erken MS 12. yüzyılı baskın bir şekilde işaret etmektedir. Buna dayanarak söz konusu nekropolün MS 12. yüzyılda kullanıldığı söylenebilir.
Genel olarak toparlayacak olursak 2021-2022 kazı sezonlarında söz konusu kazı alanı ile ilgili elde edilen bilgiler şu şekildedir.
Alan ilk olarak Roma Devri içerisinde tarihi tam olarak anlaşılamayan bir dönemde savunma amaçlı yapıların inşa edilişi ile kullanım görmüştür. Saptanan mimari plan bastion (savunma kulesi) tipolojisine uymaktadır. MS 5-6. yüzyıllarda ise bu kule yapısına bazı eklemeler, güçlendirmeler yapılmış ve kullanım görmeye devam etmiştir. Buna ek olarak kule yapısının çevresine bazı basit planlı yapılar eklenmiştir.
MS 9-12. yüzyıl arasında ise bu savunma yapısı niteliğini yitirmiş ve mevcut yapıya yeni eklemeler yapılarak daha kompleks bir yapı oluşturulmuştur. Özellikle MS 12. yüzyıl ve sonrasında alanda bir nekropol bulunmaktadır. Bu bağlamda saptanan bu en son kompleks yapı ve nekropol alanı evresinde elde edilen bulgular doğrultusunda alana bir kilise inşa edilmiş ve olasılıkla bu kilisenin bahçesi ise nekropol olarak kullanım görmüş olabilir. Ancak kilise bahçesine soylu olmayan kişilerin gömüldüğü basit mezarların yapılmış olması alışılmış bir durum değildir.